Boşluk Metinleri

BOŞLUK diyebileceğim yerlerden yazıların geliyor ... O tuhaf çatlaklarımdan sızıyor anlamların. Ve ışık vuruyor penceresiz dünyama... bilincimin acımasız çatlaklarından..
SEN benim KARANLIĞIMSIN...

22 Kasım 2010 Pazartesi

21?


redd'in son albümü her şarkı öyle güzel öyle anlamlı..


1- Çığlık

21 in doğuşu..
kalp sesleri,
bir kadın,
doğum sancıları,
acı.
klavye.
sonra gitar..
ve ağlama sesi. 21



2- Masal

Şu an son kez bakıyorum kendi gözlerimden.
Yakında değiştirecekler beni istemeden.
Ben mi seçtimki bu oyunu, kurallarını seveyim?
Bir zar atımı diyordu adam..
Belki de önce onu dinlemeliyim..

Zor; inan çok zor.
Bu küçük ellerle dünyaya tutunmak,
Çok zor.

Gölgesi düşerse ruhuma benden önceki herşeyin,
Perde açılmadan önce kendime gelmeliyim.
Ben mi diktimki bu kostümü neden giyeyim?
Hayat başladığı gibi biter.
Belki de rolümü boşvermeliyim.

Zor; inan çok zor.
Bu küçük ellerle dünyaya tutunmak,
Çok zor.





küçük ellerimizle dünyaya tutunurken, benim kulağımda hep melodiler olur. kendi gözlerimizden bakabiliyormuyuz? çok zor! yakında değiştirecekler çünkü.. kuralları kostümleri sevmesekte, oynuyoruz, giyiyoruz..



3- Oyun

Bir duvara yummuş sayıyorum saklansın bütün kötülükler
Arayıp bulmazsam belki de artık beni üzemezler
Gözlerimi kapadığımda hayaller kuruyorum
Saklambaç oynuyorum çünkü yumduğum dünya
Yaşadığımdan daha güzel

Sağım solum önüm arkam sobe

Cebimdeki renkli şekerler bir kurşun asker ve hayaller
Çabucak büyümezsem belki de beni hiç terk etmezler
Uçabilseydim bir kuş gibi başka bir yere konardım
Umduğum dünya yaşadığımdan daha güzel

Sağım solum önüm arkam sobe




saklanıyor sesleri gelince kulağıma tüm kötülükler.. çocuk oluyorum.. bir duvara yumup sayıyorum.. belki hayallerim yok, belki yumduğum dünya da yaşadığım dünyada çirkin geliyor.. sağım solum önüm arkam sobe
..





4- astrotanrı

Gökyüzünün uçsuz karanlığında
Bir aydınlık kenti yıldızlar
Bembeyaz giymiş bir astronotla bize göz kırparlar
Sıkılmışlar ki yeryüzünde yörüngede dönüyorlar
Tanrı var mı ki bu gezegende gökyüzünde arıyorlar
Sönüyorken yıldızlar

Yak her şeyi yak aydınlansın karanlık düşler
Yak her şeyi yak hemen uyansın uyuyan güzel

Karanlık büyüyor mavi gezegende
Güneş umutsuzca batıyor
Yaratılmış plastik çiçekler de dünyayı boyamaya yetmiyor
Biraz umut yaşıyor hala içimde
Daha fazlası gerekiyor
Sönüyorken yıldızlar

Yak her şeyi yak aydınlansın karanlık düşler
Yak her şeyi yak hemen uyansın uyuyan güzel




neyi yakarsam yakayım aydınlanmıyor karanlık düşlerim.. hatırlayamam zaten düşlerimi.. pilastik çiçeklerle boyasalarda dünyayı yetmiyor... biraz umut yaşıyor-mu' hala içimde, yaşamıyor hayır. öldü!





5- don kişot
Hadi değiştirelim herşeyi
Devrim olsun bunun ismi
Başlıklar değişsin
Çirkinlik ve güzellik hepsi
Sessiz ol kimse uyanmasın
Bir yudum iç şundan hemen ısınırsın

Kaçıp evden uzaklara
Şehre bakalım aylak aylak
Kaçıp gerçekten uzaklara
Hayallere dalalım teslim olmadan
Güzel bir özgürlük var bu gece
İçimde ve dışımda

Don Kişot olsun ismim bu gece
Rüzgaralara savaş açalım
Bu daha delice
Bir nefes çek sundan alışırsın
Yıldızlar gibi geceye hemen karışırsın

Kaçıp evden uzaklara
Şehre bakalım aylak aylak
Kaçıp gerceklerden uzaklara
Hayallere dalalım teslim olmadan
Güzel bir özgürlük var bu gece




ne zaman dinlesem kalbim havalanıyor, ne zaman duysam kaçıp evden uzaklara aylak aylak gezmek, hayallere dalmak istiyorum teslim olmadan.






6- bir şovalye var içinde


Sessizce kuruyor içinde soluk renkli çiçekler
Asfaltlanmış mutluluğa giden bütün kestirmeler
Yeni bir dünya keşfet kendine
Bu kez hiç durmayan

Bir şövalye var içimde seni koruyan...

Küfretme hayata güzelliğini kirleteceksin
Bir gün sen de kırılmaz kalpler icat edeceksin
Yeni gözler uydur yüzüne
Bu kez hiç ağlamayan

Bir şövalye var içinde seni koruyan...



şovalye koruyor korumasına ama...! küfür gibi sessizlikle kirletilen güzellikleri koruyabilecek mi bu şovalye yeni gözler uydurmak yeterlimiydi ağlamamak için.. ama şovalye benim içimde ve bu şarkı şovalyenin kınında duran kılıcı adeta..





7- özgürlük sırtından vurulmuş yerde yatıyordu


Bir yer altı filminde küçük bir rolüm var
Öldürülen bir adamım oysa bir hikayem var
Siyahlar ve beyazlar herkes için başka doğru var
Doğrudan vurulmuş bir adamım oysa yanlışlarım var

Ve özgürlük sırtından vurulmuş yerde yatıyordu

Siyahlar ve beyazlar herkes için başka doğru var
Doğrudan vurulmuş bir adamım oysa yanlışlarım var

Ve özgürlük sırtından vurulmuş yerde yatıyordu

Kurşungeçirmez yelekleri vardı
Ben çıplak yaşarken
Fikrime barut kokusu sokuldu
Medeniyeti ararlarken

Ve özgürlük sırtından vurulmuş yerde yatıyordu




redd hayat görüşleri, felsefeleri, içlerinde yaşadıkları kocaman aşklar, güzellikler, çirkinlikler ve bunları sonderece güzel yansıtmaları ile sanırım bizi daha çok güzel çalışmalarla buluşturacaklar.. bu sarkı hrant için yazılmış diye bir görüş var evet bencede.. özgürlük sırtından vurulmuş yerde yatıyordu 19 ocakta. siyah beyaz düşüncelerin, herkesin doğrularının başka olduğu bu ülkede küçük bir role sahip -aslında belkide kocaman- birinin öldürülen bir adam rolünde olduğunu bilmeyen seyirciyiz. sadece seyirci kalabiliyoruz. ve özgürlük sırtından vurulmuş yerde yatıyordu.





8- öyle boş ki hayat


Bir küllüğe silkiyorum benden artanları
Ya içime çektiklerim
Sanki kırbaçlanmış bir asiydi ruhumun çarpanları
Ya dışıma ittiklerim

Kaybedecek bir şeyim yok ki
Öyle boş ki hayat
Sadece dolduruyor zamanı

Bir bombaya zincirlenmiş
Patlamadan yaşıyorum
Ya içime ektiklerim

Kaybedecek bir şeyim yok ki
Öyle boş ki hayat
Sadece dolduruyor zamanı




hayat o kadar boş gelmeye başLıyor ki bir süre sonra arta kalanları küllüğe silkiyoruz içimize çektiklerimiz düşünmeden..
sadece zamanı doldurmaya başlıyoruz, bir bombaya zincirlenip patlamadan yaşamaya devam ediyoruz, kaybedecek birşeyimiz çok çünkü
hayat öyle boş ki..





9- Tamam böyle kalsın



Nereden bakarsan bak hiçbir şey değişmez
Kötü bir roman gibi hikaye bir türlü gelişmez
Nasıl biliyorsan bil şartlamış bizi hayat
Bazen taze hissedersin bazen bayat
Sorgularken kendini uykudan hemen önce
Gücünü almıştır dünya parayı keşfedince

Ve yaşarsın, yaşadığını sanırsın
Tamam böyle kalsın...

Neye inanırsan inan hepsi bilmece
Çözmeyi unuturlar sıra sana gelince
Biri yapmış bir resim ona benzeyeceksin
Çizgilerden taşarsan pek sevilmezsin
Kahveyi bile saat yönünde karıştırırken
Kravatını düzeltirsin emrini yudumlarken

Ve yaşarsın, yaşadığını sanırsın
Tamam böyle kalsın...



hayatı değiştirme çabalarımız artık yerini boşvermişliğe bıraktı ya! sonra böyle kalmasını dilemeye başlarız.. kah taze kah bayat gücünü almış bir dünyada ve yaşarsın ya da yaşadığını sanırsın, bilmeceleri çözmeyi sıra sana geldiğinde unuturlar da çizgilerden taşmana izin vermezler yapılmış resimlere uymak zorunda kalırsın, robotlaşırsın, farkında olmazsın.. boş hayatının öyle kalmasını istersin ya da istemeden sebat edersin...






10- vicdani red


söze gerek var mı herşey o muhteşem klavye ile ve muazzam gitar solosu ile anlatılmış..




11- seni buldum



Sana fena halde benziyor güzellik
Ama aynaya bakma senden biraz çirkin
En uzak cebe saklanmış bir anahtar gibi
Biraz geç de olsa açacak kapıyı sana
Sözcükler hazır dudaklarımda

Seni buldum arıyordum
Kaybetmem bir daha

Beni kendimden geçiriyor güzelliğin
Ama sakın uyandırma uyusun kalbim
En uzak şehre yürürken çıplak ayaklarımla
Gördüğüm her çiçeği topladım yolda
Sözcükler hazır dudaklarımda

Seni buldum arıyordum
Kaybetmem bir daha




en uzak cebe saklanmış bir anahtar gibi bulunca aşkı başka cümleler dökülmez kii kaybetmek istenmez yıllardır aranılan bu aşk, albümün ilk klibi ilk olmak ile taçlandırılmış tüm sözcükler zaten hazır bekliyordur dudaklarda..







12- Aşk bu kadar zor mu?


Geldiğim yerde aşk çok zordu, aşk sadece filmlerde olurdu
Çok izledim, öyle öğrendim, en iyi aşkları taklit ettim

Yavaş yavaş yaklaş bana, sözlerim seni korkuttu mu?
Rüya gibi sevsek şimdi aşk bu kadar zor mu?

Geldiğim yerde aşk çok zordu, aşk sadece şarkılarda olurdu
Ezberledim, öyle öğrendim, aşık gibi şarkılar söylerim

Yavaş yavaş yaklaş bana sözlerim seni korkuttu mu?
Rüya gibi sevsek şimdi aşk bu kadar zor mu?

Yavaş yavaş yaklaş bana sözlerim seni korkuttu mu?
Rüya gibi sevsek şimdi aşk bu kadar zor mu?




aşkı bulmak yeter mi? zor mudur aşk ? biz mi zorlaştırırız yoksa? bizim için aşk sadece filmlerden ibaretse ya ? izleyerek öğrendiysek en iyi aşıkları taklit ettiysek.. kaçan kovalanır, ilk o söylesin... aşk geldiğimiz yerde sadece şarkılarda vardıysa ya? ezber yaptıysak aşık gibi şarkılar söylediysek.. biraz daha yavaş olsak korkutmasak, zorlaştırmasak, korkmasak.. aşk bu kadar zor olur mu?






13- Her neyse


Biraz gevşetebilsem göğüs kafesimi
Dokunup durdurabilsem attığın yeri
Boşalttığın yere ne koyduysam dolmuyor
Dakka başı bir off içimden hiç eksik olmuyor

Her neyse işte özledim seni o kadar...

Boş düşünce balonu başımın tam üstünde
Bir şey yazmaz oldu senden sonra içinde
Boşalttığın yere ne koyduysam dolmuyor
Koşmak istesem de sana hayat beni geri çekiyor

Her neyse işte özledim seni o kadar...

Bir şiir olamadım kafiyene uyamadım
Sen kaçtın ben kelime bulup seni tutamadım
Boşalttığın yere ne koyduysam dolmuyor
Dakka başı bir off içimden hiç eksik olmuyor

Her neyse işte özledim seni
Her neyse işte böylesi hayat nereye kadar..





öyle zamanlar geliyor ki aşkın zorluğu bitim imkansıza dönüşüyor.. sonra her şey her neyse oluyor.. özlüyorsun, göğüs kafesini gevşetebilmek istiyorsun, durdurmak istiyorsun attığı o yeri, başının üstünde duran boş düşünce balonu gerginleşmeye başlıyor, her şey silinmeye başlıyor ondan sonra. o boşluklar hiç bir şekilde ve şeyle dolmuyor. her neyse işte kelimelerde tutamaz hale geliyor, of lar birbirini sıralıyor.. peki böylesi hayat nereye kadar bilen var mı?






14- Aşktı bu


Farklarımızda benzerlikler aradık
Sürtündük ve yonttuk köşelerimiz vardı
Gardiyansız bir hücreye kapandık
Seviştik ve acıktık aşktan önemli şeyler de vardı
Senin tilkilerin dolanıp durdu kafanda
Bazen parçalar kopardı içimden hatta

Aşktı bu, güzeldi...

Uçan balonlar gibi kaçıp yükseldik
Renklerimiz başkaydı belki
Gözden uzaklaşıp patlamak istedik
Bulutlarda yaşıyorduk sanki
Senin tilkilerin hırlayıp durdu kafanda
Dişlerinin izi vardır belki de ruhunda

Aşktı bu, güzeldi...



hiç bir şarkı aşkı böylesine doğru anlatmamıştı zamanı geldi ve redd yazdı.. aşkın akıl ötesi yanlarını da mantık dolu anlarını da yazdı.. tilkileri dolaşırken beyninde o kopardığı parçaları, gardiyansız hücreye kapılan aşkı aşktan önemli şeylerin aşkı nasıl geride bırakacağını da biliyorlardı. ama aşıktı aşktı bu ve güzeldi






15:sevsen de sevmesen de


Göğsünden boş bir kalple sevsen de sevmesen de
Yaşarsın hiç düşünme gülsen de gülmesen de
Derinde izi kalmış sevsen de küfretsen de
Bütün yollar virajmış dönsen de dönmesen de
Sanki her şey yaşanmış ya da hepsi yalanmış

Boş ver biraz nefes alsın için
Öldür kalbini bir daha hiç sevmesin

Teninde izi kalmış görsen de görmesen de
İçinde zehir varmış içsen de içmesen de
Sanki her şey yaşanmış ya da hepsi yalanmış

Boş ver biraz nefes alsın için
Öldür kalbini bir daha hiç sevmesin

Boş ver biraz nefes alsın için
Sök kalbini bir daha hiç sevmesin




göğsünde boş bir kalple sevmenin, gülmeden geçen bir hayatın anlamı olmayacağının farkına vardığında buna göre yönlendirmek ister insan hayatını. ama bu kaosta ya ölmek istersin ya da intikam kalpsizce yaşamak herkesegününügöstermek ister..





16.yaşandım daha cok




Bir yolculuk gibi geceleri düşümde
Gündüzleri zaten ben olamam ki
Bir kaçak gibi bütün kirlerim üstümde
Soyunup tertemiz kalamam ki
Hani gücüm vardı ruhum ölene kadardı
Hani nefes aldıkça hep bir umut vardı
İnandım, yaşadım, yaşandım daha çok

Ben doğmadan öldürüyorsun, söyle mutlu musun?
Ben hiç yol almadan durduruyorsun, mutlu musun?
Mutsuz olmamdan.

Bir terazi gibi dengesizdim tanrının elinde
Sallanıp durdum bazen güzeldi, bazen işkence
Kendimi aradım kitapların, insanların içinde
Beni bulmak için kimi yolladın peki vakti gelince
Hani kalbim vardı, ölmeden de durmazdı
Hani gözlerim gördükçe hayallerim olacaktı.
İnandım, yaşadım, yaşandım daha çok

Ben doğmadan öldürüyorsun, söyle mutlu musun?
Ben hiç yol almadan durduruyorsun, mutlu musun?
Mutsuz olmamdan.






"hani gücüm vardı, ruhum ölene kadardı. hani nefes aldıkça hep bir umut vardı" onca şarkıda geçen inançlarını insanların içinde arayarak çıkış yolu bulmaya çalışmıtlar ama gözleri gördükçe var olacağı söylenen hayalleri de tükendikten sonra çıkış yolu bulması imkansızdır. beni en derinden yakalayan sözleri "Ben doğmadan öldürüyorsun, söyle mutlu musun?
Ben hiç yol almadan durduruyorsun, mutlu musun?
Mutsuz olmamdan." bazen içimden buna benzer söylerdim de sonra yutkunamazdım.






17.küçük bir çocukken




Rüzgarsız uçuyordum kanatlarım yorulmuştu
Küçük gözlerimle ne güzel düşler kurmuştum
Ben büyürken sanki dünya küçülüyordu
Renklendikçe hayat gözlerimi yoruyordu
Gürültüler içinde sesimi duyan yoktu
Beni bekliyordu gerçekler ellerinde boş kafeslerle

Küçük bir çocukken uçmayı isterdim
Ben hayal kurdukça biri bozuyor sanki hala

Yüksek gökdelenler yapraksız ağaçlardı
Bir aşkın gölgesinde hayal kuran var mı?
Beni bekliyordu gerçekler ellerinde boş kafesler
Kalmadı mevsimler göçecek başka şehirler
Havada süzülüyordum yoktu konacak bir kader
Beni bekliyordu gerçekler ellerinde boş tüfeklerle

Küçük bir çocukken uçmayı isterdim
Ben hayal kurdukça biri bozuyor sanki hala






çocukluğa, doğal yaşama duyulan özlem.. çocuklukta herşey toz pembeydi ve yıllar geçtikçe toz pembe yerini git gide grinin tonlarıan bıraktı. yaşlandıkça, gerçekler, ellerindeki boş kafeslerle bekledi bizi. boş kafesi tüm varlığıyla dolduran ruhumuzun isyanı adeta..






18.modern adımlarla



En son ne zaman yüzdü plastik ördeğin
Köpüklerin içinde kendini görünmez sanırken
Benim kurşun askerim yaralı pencere önünde
Oynamayı bıraktı pilli robotlara yenilince

Sonra da dans edelim
Modern adımlarla

En son ne zaman taç yaptın çiçeklerden
Patikalarda dolanır kendini prenses sanırken
Güzel dudaklarına gülüşler zımbala
Ben kalbimin üstüne bir çiçek dikerim

Sonra da dans edelim
Modern adımlarla





plastik ördeğini köpüklerin arasında kimseye görünmediği zannederek yüzdürmek istedik tekrar.. ama kurşun askerimiz pilli robotlar tarafından alt edildi ve yaralandı. keşke zamanında hiç büyümeseydi de cebimizden çıkartmak zorunda kalmasaydık kurşun askerimi. böylece koruyabilirdim onu. ama artık çok geç, modern adımlarla sona yaklaşıyoruz.








19.plastik çiçekler ve böcek






Beton ormanlarda büyüdük
Evcilleştik ve bitti özgürlük
Kozalar ördük ve değiştik içinde
Sahte bir güneş vardı bahçemizde

Plastik çiçekler ve böcek
Bu uyumsuz rüyada hangimiz gerçek
Plastik çiçekler ve böcek
Bu şekilsiz dünyada önce hangimiz ölecek

Ah ne kaldı, ne kaldı
Ruhumuz parçalandı

Ah ne kaldı, ne kaldı
Hangimiz yabancı

Plastik çiçekler ve böcek
Bu uyumsuz dünyada hangimiz gerçek





bu plastikleşen dünyada ne gerçek? peki ne kalacak bu dünyada? ne kaldı diye haykırırken cevabıda veriyor Redd ruhumuz parçalandı.






20.dekadans





Yeni çıktık farzet sudan
İlkel umutlara safça yaslan ve düşlere dal
Masalın sonunu duymadan
Uykuya yenik düşen çocuk gibi hep masum kal

Ah ne kaldı, ne kaldı
Biraz daha umudum var

Ah ne kaldı, ne kaldı
Hala bir ruhum var



hala umut var mı?




21.sukut


ölüm

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder