bir yıl bitmiş! ne olmuş? bu sayılar ne kadar da hakim hayatımıza. 2010 yılı bitti. yani? biten ne? kavramlar, zaman, yaş, çözümsüzlük, karmaşa...
zihnim sayfalarca, kağıtlarca, mektuplarca, kitaplarca yazı yazıyor, satırlar ahenkle ardarda sıralanıyor, hayatın tüm pürüzsüz şekliyle aktığı mürekebbimsi bir sıvıda boğuluyorum. yazmak istiyorum ve işte kalem (oğuz atay tutunamamanyasıyla işte ızdırap). tık/gık yok. kendime diyecek onca söz bulup, mantığımla her şeyi çözebileceğime eminim buna sonsuz inancım var. tüm kalbimle.
peki ya kalbim? onunla biz hiçbir şeyi çözemiyoruz, en kolay çözümleri bile bilemiyoruz. oturup birbirimize bakıyoruz bazen hüzünle bazen inançla. bir işaret bekliyoruz. her şeyin bir anda suya atılan bir hap gibi erimesini, oturmuş bir dağılımın gerçekleşmesini bekliyoruz. homojen bir dağılımın.
yoruldum, birinin sonsuza dek şiir okuduğu bir yer burası. içim. bir resme bu kadar yakından bakınca sadece detay. kulaklarımın hiçbir sesi duymadığı beyaz bir sayfa. oysa?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder