Boşluk Metinleri

BOŞLUK diyebileceğim yerlerden yazıların geliyor ... O tuhaf çatlaklarımdan sızıyor anlamların. Ve ışık vuruyor penceresiz dünyama... bilincimin acımasız çatlaklarından..
SEN benim KARANLIĞIMSIN...

26 Aralık 2010 Pazar

cem' hançerlerken ardı ardına




hep aynı sessizlikle geliyor gece
hep aynı yalan dolan masalları dinliyorum yine
hep aynı yüzler hep aynı sesler peşimde
anlatamıyorum, inandıramıyorum kendime

sen benim yarım kalan cümlelerimsin
hiç söyleyemediğim söylemediğim
o sözlerim
sen benim hiç ısınmayan ellerimsin
hiç unutamayan, unutmayan
o kalbim
sen benim eksik kalan yerimsin
kapattığım pencereler güneşlere çektiğim o perdelerim
sen benim
hiç sevmediğim sessizliğimsin
kaybettiğim yolum
korktuğum karanlık
hiç tutamadığım o yeminlerim

sen benim yarım kalan cümlelerimsin
hiç söyleyemediğim, söylemediğim o sözlerim
sen benim hiç ısınmayan ellerimsin
hiç unutamayan, unutmayan
o kalbim
sen benim
eksik kalan yerimsin
kapattığım pencereler, güneşlere çektiğim o perdelerim
sen benim
hiç sevmediğim sessizliğimsin
kaybettiğim yolum korktuğum karanlık
hiç tutmadığım o yeminlerim
sen benim
terkettiğim şehirlerimsin
düştüğüm çukur
uzanan ellerim
hiç tutunamadığım o gidenlerim
sen benim
kovulduğum cennetimsin
eğdiğim yüzüm, sövdüğüm aydınlığa hiç açamadığım gözlerim..




<<<<




bir sabah uyandığında göğsünün ortasında:
kara bir delik…
büyük bir yara…
ve aynaya baktığında yüzündeki çizgilerin arkasında:
kayıp bir çocuk…
büyük bir yama…
hep yalnız uyuyup, yalnız uyanınca,
yalnız bitirip, yalnız başlayınca,
yalnız boğulup, yalnız kurtulunca içinde…
yalnız kırılıp, yalnız onarınca,
yalnız vurulup, yalnız kanayınca,
yalnız arayıp, yalnız kaybolunca içinde…
kalbin bir katilin ellerinde!
bir ölüm sessizliği yüzünde
bölük pörçük, delik deşik, kırık dökük, paramparça
kaybolup gidiyorsun…
kaybolup gidiyorsun!






<<<<






yollar
önümüzde yine sokaklar
kalabalık, gri kaldırımlar
insanlar
insanlar
yalnız ve umutlu

bitti
bitmez dediğimiz masallar
elimizde kalan yalanlar
ufalmış
incinmiş
oyunlar

elleri
sanki hep ellerimde
kalbi
kalbimde
ve gözlerinden akan yaş

sanki içimde
kırık bir cümle
hala içimde
yağmur
sesini duyunca sende
beklersin, pencerende
belki geri gelir diye

elinde yüzünde rüzgâr
oynatır hüznü içinde
bembeyaz kar
elleriyle
dokunur yorgun yüzüne

bitti
sevdiğin o şarkı şimdi
kaybolmuş bir çocuk sesi
unutulmuş gibi

bir kuşun kanadındadır aşk
şimdi
kayan bir yıldız gibi
ortasından deler
geceyi




<<<<<





hala saklı bir yerde o görmediklerin
hiç bilmediklerin, içimdeki acılar...
hala kaldı bir yerde o hissetmediklerin,
hiç sezmediklerin,
içimdeki aşk...

geçmişi hatırlatır...
hatırlatır bu yağmurlar...
bu yağmurlarda kaybetmiştim seni.
ve karanlığı hatırlatır...
hatırlatır bu rüzgarlar...
bu rüzgarlar alıp gitmişti benden seni.

ve şimdi sokaklar...
sokaklar yalnızlığa çıkar...
yıldızlar gökyüzüne...
gece olunca bir şeyler çöker yeryüzüne
soğuk ıssız sessizce...

neden hep pencerede bekleyince daha çabuk gelir sanır o bekleyenler...
neden o kaldırımlarda yüzlerini göremediğim insanlardan biri sanırım seni
sen bilmezsin...
bilmezsin nasıl olur insan
nasıl olur aysız gece yalnızken...
üşüdüğünü sanırsın aniden,
ağladığını duyarsın birinin içinde hıçkırarak sessizce...

ellerin... ellerin...
ellerin cennetimdi benim...
gözbebeklerinde kendimi görmek istedim...
istedim bir sabah...
güneş doğarken güneşe gülümsemek,
güneş batarken başımı omzuna dayayıp, kapamak gözlerimi dünyaya...
kapkaranlık bir gecede saçların ellerimde,
ay ışığının ışığı yansırken kirpiklerinden yüzüme...
sabaha kadar yanında uyumak isterdim bir gece...
sessizce...





<<<<<<





yürüdüm yürüdüm, çok yollardan geçtim inan çok büyüdüm
düşündüm düşündüm, sebebini bulamadım neden neden neden çok üzüldüm
aç kapını lütfen çünkü ben geldim
cok üşüdüm çok soğuk yerden geldim
bana bana biraz gülümser misin
kimseye sormadım yolu kendim buldum geldim
simsiyahların içinden sana kar beyaz geldim
beni biraz sever misin

ben geldim ben geldim ben geldim geldim bak ben geldim ben geldim geldim

üstüm biraz tozlu yolda çok düştüm geldim
ellerim çizik üzgünüm dikenliklerden geldim
kalbim paramparça ama sana topladım geldim
bir bilsen neler yazdım hepsini yaktım geldim
annemi bıraktım sana kimsesiz geldim
çocukluğumun söküklerini dikebilir misin

izin ver de oturayım lütfen bacaklarımı çok yordum geldim
kusura bakma üstüm ıslak büyük yağmurlardan geldim
anlatsam herşeyi dinler misin
yanıma para almadım, 5 kuruşsuz geldim
yolda biraz acıktım ama sana dayandım geldim
hiç yokken hep olmak nedir bilir misin
kendime devdim devdim devrildim geldim
kardım buzdum eridim erittim geldim
aşkı sırtıma aldım taşıdım evladım dedim
açtım soldum sarardım geldim
yandım söndüm kül oldum geldim
ellerinle ellerime su dökebilir misin

yüzüme vurdu rüzgar yağmuru daha çok dedim
yağmur çarptı kendi bana bu yetmez dedim
kırılmış kanatlarıma bir kez dokunabilir misin
taştım dağdım kum oldum geldim
camdım kayaydım tuz buz oldum geldim
beni tanrıya tekrar inandırabilir misin

bin kere öldüysem bin kere dirildim geldim
canımdan can kan verdim ama adını yaşattım geldim

yedi kat yerin dibinden beni duyabilir misin
kimse inanmadı sana bir ben taptım geldim
dönücek yerim kalmadı herşeyi mahvettim geldim
şimdi beni biraz sever misin

ben geldim ben geldim ben geldim ben geldim bak
ben geldim ben geldim geldim

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder